ne olursan ol gel, ama çok uzun kalma

mevlevi tekkesi değil canım burası

2 Nisan 2017 Pazar

BİR ERKEĞE VURULAN YÜZ AŞK DARBESİ (20.BÖLÜM)

ALAKASIZ ZAMANLAR, KADINLAR ve YALNIZLAR (PART - 1)

Ayrılıktan Üç Saat Öncesi:
Yanına gidiyordum, mantığımı dinlemeden, fiziken gidiyordum. Çünkü aklımdan geçen "seni duymuyorum ki" diyerek, İstanbul'dan yola çıkıp Trabzon'a kadar koşmak, oralı olduğum için akrabalarımı arayacağı ihtimalinden kaynaklı, soluklandıktan sonra, Gürcü kapısına varıp, kimlikle geçebildiğimiz için Batum'a varmaktı. Lakin kimliğimi evde, hem de onun evinde unutmuştum. Bencilliğim kendi evimdeydi hala, yalnızlığım bakkaldaki bakiyede, ödenmemiş bir borç gibi beni bekliyordu. Ayrılmak istemiyordum amk! Aklımdan saçma sapan düşünceler geçiyordu. Yanına gidiyordum, ayaklarım baş olmuş, beni izleyiciyi merakta bırakmak isteyen Türk senaristleri gibi kötü sona sürüklüyordu. Oysa ki dizi yayından kaldırılacak gibiydi...

Ayrılıktan Üç Saat Öncesi (2):
Eskimiş kanepemin, süngerleri çökmüş tarafına doğru zıplayarak yatma alışkanlığımdan vazgeçmediğim için, sağ omzumun sızısı dinmiyordu. Bu yüzden birayı iki elimle kavradıktan sonra yavaşça ağzıma götürüyordum. Ağrının etkisinden olacak, Asiye'nin gece yarısı gönderdiği mesajları tekrardan okumak için telefonu elime aldım. Türkçe edebiyat kitaplarına "Asiye Destanı" konu başlığıyla girmesi gereken satırları okumak, omzumun acısını arttırdığı için vazgeçtim. Onun yerine, her cumartesi öğleninde yaptığım gibi, doğruca buzdolabına yöneldim, bira ve kaşar peyniri.

Yarım Saat Önce:
Aynının tekrarı Arabesk olarak tanımlanır. Öyle olmasını istediğimden ya da öyle olsa rahatsız olacağımdan kaynaklı değil fakat tekrar tekrar aynı durumu yaşamak sıkıntı verdiğinden ve ironi yapmayı sevdiğimden ben kendi halimize AraBest diyordum. Çünkü evdeysem ve izinliysem, yapmaktan keyif aldığım şeyleri yapmaktan alıkonulmaktan hoşlanmıyordum. Fakat her seferinde ben ilk düdükten 30 dakika önce yeşil bir salata hazırlamaya başladığımda yanıma geliyor ve o an kafamın hiç meşgul olmak istemeyeceği bir hikayeden bana bahsediyordu: Ablasının kocasıyla olan ilişkisinden yeğenlerinin nasıl etkileneceği önemli bir konuydu, duyarsız gibi görünmek istemem ama ben ısınma hareketleri yaptığım için çıktığım müsabakadan önce kafamın dağılmasını, motivasyonumu kaybetmeyi istemiyordum sadece. Ama her seferinde aynı şeyi yapıyordu. Yanıma geliyor ve iş yerinden bilmem kimi arasam mı diye, sence bunu giysem çok mu abartı olur diye, bunu giysem çok mu sönük kalırım diye, iş yerinden bilmem kim aradı diye, o an hiç dinlemek istemeyeceğim konulardan bana bahsediyordu. Yarım saat sonra Trabzonspor maçı başlıyor ve ben tüm söylediklerinden uzaklaşıyordum, kendisi de bunu biliyordu. Yine de maç bittiğinde kaybettiysek mutsuz gibi görünmeye çalıyor, kazandıysak gerçekten mutlu oluyordu. Artık kendimi vererek kendisini dinleyeceğimi biliyordu. Bir de şu var, zaten çok seviyordum ama kazandıktan sonra daha da çok seviyordum. 

Yarım Saat Önce (2):
Kaşar peyniri, o kadar sertleşmiş, o kadar bayatlamıştı ki, kelimenin yan manasıyla, gerçek bir kaşar olmuştu. Ağzımın içindeki son dilimi de zorla çiğneyip, yuttuktan sonra, on dört senedir yaptığım gibi koşarak berbere gittim. Neden koşarak? Çünkü berber Saim ile aramızdaki ilişkinin monotonlaştığını düşünerek, yeni heyecanlar aramaya başladık. Kafamdaki hepi topu iki saç teliyle beraber, evden berbere gitme sürem, yıllar içinde geliştirdiğimiz rekor, toplam üç dakika kırk iki saniye. Kafamdaki terleri silerken, anladım ki yeni rekor için bir süre daha beklemeliydik. Masadaki spor gazetesini sinirle elime alıp, çabuk ol, dedim. Yengen bekliyor.

Ayrılıktan Yedi YA DA Sekiz Ay Sonrası:
Moda Sahil'inde yeni sevgilimle birlikteydik. Ben bir ağaca yaslanmış, bacaklarımı iki yana açmış, sevgilim bağdaş kurmuş sırtını bana yaslamış bir halde oturuyor, şarap ve sigara içiyorduk. "Leş gibi sigara kokuyorsun!" derdi bana eski sevgilim. İlişkimiz başladıktan sonra evine gidince sigara içmeyi bırakmış, yanımda yedek t-shirt taşımaya başlamıştım, kokudan rahatsız olmasın diye. Oysa ki yeni sevgilim bana hiç böyle şeyler söylemiyordu, hala sigara içmeme rağmen... Ki o da içiyordu, fakat ben onu her öptüğümden leş gibi sigara kokusundan ziyade, türlü güzel çiçeklerin içinde eritildiği eşi benzeri bulunmaz bir parfüm kokusu alıyordum. Bence eski sevgilim muhafazakardı, o yüzden bu kadar nefret doluydu, yeni sevgilim sigarasından bir duman alıp, öpüşürken ciğerlerimi onunla doldurduğu an bizi gördüğünde.

Ayrıldıktan Yedi YA DA Sekiz Ay Sonrası (2):
Moda Sahil'indeyim. Ektirdiğim saçların özgürce dans etmesi için Halk Partili belediyelerin bahçelerinde geziyorum. İşin gerçeği, aylardır Asiye'nin peşindeyim. Daha doğrusu, Asiyye'nin peşindeyim. Meğer benden ayrılabilirse, ismine bir "y" harfi daha ekleyecekmiş. Tabii, ben bunları yüz kırk karakterlik yazılarda okudum. Okumadığım destansı mektuplardan sonra açıklayıcı olur diye incelikli düşünmüş eski sevgilim.    

45 Dakika Sonra:
"İhtimallerden hoşlanmam ama bu tesadüf benim düşündüğüm ihtimale yol açacaksa neden olmasın!" Ne düşündüğümü merak etti. Tesadüfen denk gelmiş, ortak bir arkadaşın masasında oturmuş iki insandan ibarettik. Arkadaş lavaboya gittiğinden sadece bunu söyleyebilmiştim. Sorusuna bir cevap vermem gerekiyordu. "Yani bir gün güzel bir yemek yersin de, Ortakla'da çöp şiş gibi, bir daha başka yerde canın çekmez ya, seni gördüğüm ilk andan beri, bu güzelliğe ortak olacak karşıma çıkarsa şişlerim!" diye içimden geçiyor. "Aslında böyle erkek egemen söylemlerden hoşlanmam..." derken lafımı kesti ve beni öptü.

45 Dakika Sonra (2):
"Ayrıca doğum günümde Kadir'le yattım" dedi. Kadir, alt komşum, sadece tavşan gibi seviştiğini biliyorum. Meğer, Asiyye daha fazlasını da öğrenmiş. "Ayrıca" diye neden belirttin, Kadir'in, beni aldattığın diğer adamlardan farkı ne? Çorap söküğü gibi erimekteydim taburenin ayaklarına doğru. Kadir, Nazmi, Turgut... Sence neden, diyerek ellerini bir ölçüyü göstermek için havaya kaldırdı. Tamam, tamam dedim, ölçüyü kaçırmak istediğimi anlasın diye. Kadir'in ki uzun yani, bütün mesele bu mu?

Ayrılık İçin Buluştuktan 3 Dakika Sonra:
Menüye kısa bir an, sonra bana uzun uzun baktı. Gözlerini gözlerimden ayırmadı, gözlerimin derinlerine baktı. Yıllardır kızım diye sevdiği arabasına son kez bakan bir insan gibi baktı. "Ne istiyorsun?" diye sordu. "Sigara!" dedim. 

Ayrılık İçin Buluştuktan 3 Dakika Sonra (2):
"Bende bir değişiklik var, fark etmedin mi?" diye sorduğum renkli soruya, hayır diyerek ters cevap vermesinden anlamıştım, o gün farklı olduğunu. "aşkım sen kelsin, ne fark olabilir allah aşkına" diyerek onun taklidini yaptığım sahne şovu da durumu kurtarmayınca, araya girmek zorunda kaldım, aşkım senin neyin var?