ne olursan ol gel, ama çok uzun kalma

mevlevi tekkesi değil canım burası

5 Nisan 2011 Salı

Erdal Bektaş, Bağımlı Milletvekili Adayı

ERDAL BEKTAŞ, BAĞIMLI MİLLETVEKİLİ ADAYI, diyor ki:

Vizyonumuz-misyonumuz-pozisyonumuz gereği, “Ben doldurur, ben içerim. Günah benim kime ne?” isimli duamızı her yatsı ezanından sonra hak yerini bulsun diye, Hakk’a tapan milletim, “şerefe” nidalarıyla, losyonsuz-sansasyonsuz masum bir kadın çıplaklığıyla, yola çıktığımız günden beri, günümüzü gecemize katarak, sabaha kadar içtikten sonra bir sonra ki akşama uyanarak, cumartesi-pazar demeden içiyoruz.

Özel tüketim vergisi, gerçekten özel olandan alınacaksa; bir yanımız yarimiz, bir biramız diğer yanımız diyor, ödenecekse ödenecek, ödenmiyorsa ödemek istiyoruz. Sigara olmadı fıstık, o da yasaklanırsa diye alttan alta hıyar takılıyoruz. Kimimiz, Kadıköy de “abla” dediğimiz bir mini eteğin, kimimiz Taksim de “serseri” denilen çapkın heriflerin, kimimiz İstanbul’umuzun dört bir yanına dağılmış, kimi camekanından içerisi görünen-kimi duvar örülmüş meyhanelerinde yalnız ve yalınız erkekler olarak, bazılarımız da cumayı kaçırmayan insanlar olarak hafta sonu öncesi içiyoruz.

Vizyonumuz-misyonumuz-atraksiyonumuz gereği, “polis de bizim polisimizdir” deyip an geliyor karakola düşüyor, an geliyor alkol metreye içtiğimizin hakkını vermek adına dolu bir nefes üflüyoruz.

Ve biz diyoruz ki: Eğer iktidar olursak; her rakıcıya aylık bin lira, her biracıya aylık altı yüz lira, her şarapçıya sınırsız köpek öldüren sağlayacağız. Bu nokta da örgütüme de seslenmek istiyorum, seçim sürecinde kömür bırakılan her kapıya ısınma sorununu gidermek için iki şişe büyük konyak bırakacaksınız. Üretilmeden şarap veya rakı yapılıyor diye toplatılma riskine karşı her üzüm bağında gece-gündüz nöbet tutacaksınız. Tezek kokusunu duyacaksınız! Asil Türk üzümlerini ve şarap üreticilerini muhtaç oldukları kudreti damarlarındaki asil kanda bulabilmeleri için, ülkemiz üzerinde kötü emelleri olan, yok efendim J&B’ymiş, yok efendim Tequila’ymış, hele ki hele UZO müptelaları ve dağıtımcılarından uzak tutacaksınız.

Muhafazakar-Laik-Faşist-Feodal tüm akşamcıların adayıyım ben. Başkaları bilmem ne partisinin adayı olabilir ama ben partiler üstü bir adayım. Bana bir gün bir iktidar gazetesi, o gün ki iktidara yalanmak için şu soruyu sormuştu: “Neden bu kadar çok içiyorsunuz?” ben de, “İçmeden çekilmiyorsunuz” demiştim. Biz içiciler, gerek yandaş medyanın, gerek polisin, gerek ana-babanın, gerekse komutanın baskısını üzerimizde az hissetmedik. Şunu da vaat ediyorum; iktidara geldiğimizde kısa dönem askerlik yapan her vatandaşımıza askerlik görevini yaptığı her gün üç bira, vatani görevini uzun dönem olarak gerçekleştiren vatandaşlarımıza ise her akşam bir ufak rakı askeri vesayeti kırmak adına devletimizce sağlanacaktır.

Kadınlarımızaysa kalorisi düşük istedikleri alkollü ürün iktidarımızda yüzde elli indirimli olarak sunulacaktır.

Orta öğretim çağına gelen gençlerimiz, kötü yollara sapmamaları için her öğle arasında iki adet alkolsüz birayla geleceğe hazırlanacaktır.

Bunların yanında bizim gibi düşünmeyen vatandaşlarımıza tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz sıkma portakal suyu verilecek ve her Cuma namazından sonra sms yoluyla “alkolün zararları” konulu bilgilendirme mesajı gönderilecektir.

Bankaların düzenli içtiklerini doktor raporuyla kanıtlayanlara “içici kredisi” vermesi yine iktidarımızda sağlanacaktır.

Bir de, biliyorum bir an önce tekel bayiine koşmak istiyorsunuz, lafı çok uzatmadan, damsız erkek kabul etmeyen bar işletmecileri ve sahiplerine seslenmek istiyorum: Hepimiz aynı gökyüzünün altındayız.

Hepinizi saygı ve sevgiyle öpücem diyor ve diyorum ki: “Ben doldurur, ben içerim. Günah benim kime ne ?”

Erdal Bektaş, Bağımlı Milletvekili Adayı