ne olursan ol gel, ama çok uzun kalma
mevlevi tekkesi değil canım burası
9 Kasım 2012 Cuma
valla öyle
Elektrik kesilince yakılan mum gibiyim,
Hem pek şatafatım da yok.
İnan…
Biliyorum görünür kılamam görünmezi,
Ama küçükte olsa bir aydınlık var,
Onu gör, ona inan.
Bakkal mumu işte, sıradan,
Deyip geçme,
Ne muhabbetler kurdurmuşluğum vardır.
Ne hayaller yanar gider is’imden.
Gece ben varsam biraz farklı gibidir,
Gündüzden.
Yani benim de sevilecek taraflarım,
Vardır illa ki.
Belki bu kadar çok ışık yanınca,
Gözün kamaşmıştır.
Belki,
Ödenmesi gereken bir fatura gibi,
Bağımlılık yaratmadığım için.
Gözün almamıştır.
İnan öyledir…
Öyledir inan.
Orta yaşlı bir kadının, yalandan gençliğiyimdir.
Bu yüzden tek başımayımdır, pastanın üzerinde.
Yalnızlık çok kötü,
Buna inan.
İnanan bir insan ol ya da olma,
İnananların beni,
İnandıkları için yaktıklarına inan.
İstersem benimde bağımlım olur insanlar, anla.
Benim, eline bulaşmasını isteyen çocuğun,
Ya da büyümüş çocuğun,
Yaşadığı mutluluğu anla.
Çoğunlukla Fransız filmlerinde,
Ve nadiren coğrafyamızda ki
Romantizmi anla.
Buların hepsine inan,
“Güneşin küsmesine”,
“Gecenin ışımasına”,
“Bulut geçiyor birazdan açar”a,
“Gün gibi oldu havaya bak”a,
inan.
Bunlar güzel şeyler,
Bunları sev,
Beni de sev.
Ya da bunların hiçbirisine inanma,
Ama şuna inan:
Bana sevgine inanmıyorum deme;
Seni o kadar çok seviyorum ki,
Eline düşen kına da, biraz da ben olacağım.
Henüz ona elektrik bulaşmadı,
Valla öyle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)