sokağa çıkmayalı epey zaman olmuştu, yani zaruri haller dışında pek çıkmıyordu. ekmek almak gerekli değildi ama iki soğuk biraya da yalnız yaşayan hangi erkek hayır diyebilirdi ?
oysa bugün şöyle çıkar bir turlarım diye düşünmüştü, ilk birasını içerken hay sokucam yağmuruna diye düşünüyordu. tanrı onu bu söyleminden dolayı cezalandırmayı düşündü ama meleklerin yapma abi alkollü adamla uğraşılmaz görmüyor musun adam içmiş tenkidinden sonra bu düşünceden vazgeçti. sonuçta içeni de içmeyeni de onun kuluydu. ama benim de bir kalbim var eşimiz dostumuz ahbabımız var, her gün binlerce küfür yemekten bıktım ben diye düşünen tanrı, ulan ben de bi gün içicem asıl siz o zaman göreceksiniz küfrü diye mırıldandı.
birinci birası biterken yağmur durmak üzereydi. alkolünde verdiği etkiyle benimle uğraşılmaz lan dedi. camı açtı ve sanki meydan okurcasına yağmur sonrası oluşan toprak kokusunu içine çekti. kapıyı açıp dışarı çıkacaktı ki artık bir refleks olarak evin kapısını değil buzdolabının kapısını açtığını fark etti. ve o an çarpılmış ve kendinden geçmiş olarak adeta dillerin kapıştığı uzun bir öpüşme gibi bira kutusunu açmış ve yudumlamaya başlamıştı.
girdiği bir siteye şöyle rock jazz filan yap bakalım ortaya bi şeyler, beyfendi bugün keyfiniz yerinde ha, ne diyorsam onu yap lafı uzatma dedi. biranın çerezi müziktir, diğer tüm içkilerse müziğe çerezdir, acaba bu sağlıklı bir düşünce mi, bir düşüncenin sağlıklı olması için içeriğinde neler olmalı diye kendisinin cevap veremeyeceği düşüncelere daldı, sonra biraz uyku bastırdı, bu lanet birayı ne zaman içse sıçmak istiyordu, kabızlık biranın ikramıdır.
yalnız bir insan evde günler boyunca bira içerek nereye varabilirdi. varacağı tek yer tekel bayiiydi. hayır kır zincirlerini alkolik dedi, isyan etti bu duruma, varılacak hedef çok yol uzun ve yorucu olabilir ama asla pes etme. evinden 10 dakika uzaktaki bara koşar adımlarla gitti. yalnız adamlar bara oturur, tek başına ne işim var benim bu barda. ya da herhangi bir barda biz yalnızların işi ne, biz yalnızlar yeryüzünün lanetlenmiş ve en kalabalık ırkıyız. bana bir bira fıstık istemez müzik yeterli.
bir bira daha, ama biranız bitmedi, bana bak barmen piçi sen bu biranın pezevenkliğini yapmayı bırakmadıktan sonra onun yalnız olup olmadığını asla anlayamazsın bakışıyla korkuttuğu garson ona bir bira daha daha verdi. adi herif sanki üniversite okudu, sanki memurluk sınavı kazandı barmen olmak için şundaki havalara bak diye düşünürken, içeri bir yalnız daha girdi. bir yalnız bir yalnız daha iki yalnız eder bunu herkes bilir. rakı var mı, yok limonata var, işte sen bu yüzden bu işi yapamazsın dedi barmen. ezilmişti ama diğer yalnız iddia eki çıkarınca, onun ırkının en geri kalmış kesiminden olduğunu anladı ve tokat gibi bir hamlede bulundu, rakıya bir rakı daha benden.
iki bira daha alabilir miyim sir, gülüşe bak ya lavuk sanki kraliyet ailesinden, kapı açıldı, içeri yalnız olması imkansız gibi görünen bir hayat kaynağı girdi, hayatımı size borçluyum. olmaması gereken şeyler oluyordu, yalnızlar barına oturdu, bence beyaz şarap, bira ha sen de bizdensin. barın ikramı müzikte var, bar iyiye de barmen işi bilmiyo.
hey lanet piç bana bir tekila ver, kendimi körkütük sarhoş edip onun kötü emellerine alet olmaya ihtiyacım var. allahım nolur bu gece benim şansım gülsün, siktir lan der gibi yağmur başladı. ellerin diyorum onları yeni mi doğurdun, yeni doğmuş bebek elleri var sende, gerilmişti, yüzüne bakacak cesareti yoktu, tuvalete gideyim dönüşte bakarım diye düşündü. dışarı çıkmış sigara içiyor, bel ince önemli bir ilerleme ve o yukarıda sigara tutan el, el ele versek de bitse şu yalnızlık.
bana bak lan neden her yalnızlar barında oturanların karşısında olan ayna burda yok, hep bana hep bana senden nefret ediyorum barmeni yanda ki lavukla yarın ki maç ne oluru konuşuyor, konuşmak mı lütfen benim gözümden anlat, resmen ağızlarından sıçıyorlar.
içeri giriyor, sen başını çeviriyorsun, ben sana nasıl yardımcı olabilirim ki, hem o kadın kim biliyo musun, barın sahibinin sevgilisi o, o zaman ben eve gidiyorum, iyi ben bi iki bira daha içicem.
ellerin diyorum, orjinal mi, sonradan mı yaptırdın?